Borç veren alacaklı anlamına gelen “Dain” ve rehn’den gelen rehin anlamındaki “Mürtehin” kelimeleri ile ifade edilen dain-i mürtehin bir alacağa teminat sağlamak için bir mal üzerine kurulan ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir haktır. Bu hak, alacaklıya dain ve mürtehin kaydı konulan malı paraya çevirme hakkı verir. Mal üzerinden doğabilecek bütün hak ve menfaatlere öncelikli olarak sahip olabilme yetkisi de bu sayede gerçekleşmiş olur. Hayat sigortası gibi sigorta türlerinde de dain-i mürtehin söz konusudur. Eşinizin hayat sigortası yaptırdığı ve bir de bankaya ihtiyaç ya da konut kredisi borcu ödediğini varsayalım. Bu durumda eşinizi kaybederseniz kredi ödemesi size devredilmez ve hayat sigortası tarafından karşılanır. Konut kredisi türü uzun vadeli olarak nitelendirilen krediler, hayat sigortası ile garanti altına alınabilmektedir. Pek çok kişi tarafından kredi çekileceği zaman ek bir masraf olarak görülen hayat sigortası aslında bu tür olumsuz durumlar yaşandığı zaman adeta bir ailenin garantisi olabiliyor.
Dain-i Mürtehin’in Amacı Nedir?
Örneğin, banka kredisi çekerek bir araç alındığı durumlarda ve bu araca kasko sigortası yaptırıldığı durumlarda poliçede bankanın “rehinli alacaklı” olarak gösterilmesi, krediyi sunan bank tarafından talep edilen bir durumdur. Kasko sigortası olan araç menkul yani taşınır bir mal olduğu için bu araca uygulanacak yasa hükümleri menkul rehini ile ilgili yasa hükümleridir. Fakat gayrimenkul rehinlerine uygulanan genel hükümlerin büyük çoğunluğu menkul rehinini de uygulandığı için taşınmaz rehini ile ilgili olan hükümler üzerinde yapılacak açıklamalar çelişki oluşturmazlar. Araç ile ilgili menfaatlerin sigorta sözleşmesi ile güvence altına alınması gerektiği zaman iki ayrı yol izlenebilmektedir. İlk yol, araç sahibinin araç üzerindeki menfaatlerini sigortalatmasıdır. Araç sahibinin menfaatini koruma altına alabilecek olan bu sigortadaki rehin alacaklısı dolaylı olarak yararlanabilir. İkinci yol ise rehinli alacaklı kişinin aracını kendi menfaati yani alacağı miktarınca sigortalamasıdır. Araç değer kaybına uğrarsa ya da alınacak olan tutar aracın satış bedelinden tahsil edilmeyecekse, ödenecek zorunlu sigorta tazminatı rehinli alacaklı kişinin alacağı sigortalı araç yerine geçirilir. Bu durum Türk Ticaret Kanunu’nun 1273. maddesinde belirtilmiştir. Alınacak olan miktar kural olarak sigorta bedelini de oluşturmaktadır.
Riskli Durumlarda Neler Olur?
Araç sahibi ve rehinli alacaklının menfaatinin sigortalanması, başka bir hesaba sigorta şeklinde de yapılabilmektedir. Böylelikle menfaati sigortalanan araç sahipleri veya alacaklı sigortalılar sözleşmenin sigortacı karşısındaki tarafı da sigorta ettiren sıfatına eriştirebilmektedir. Banka kredileri ile alınan araçlar zarara uğrayabilirler. Bu gibi durumları için yapılan kasko sigortalarında bankanın alacağını güvence altında tutabilmesi için ödenecek tazminatın rehin hakkına sahip olan bankaya ödenmesini talep eder. Düzenlenen poliçelerde, banka rehinli alacaklı olarak gösterilir. Bankalar ile araç sahipleri arasında yapılacak sigorta sözleşmesinin belirli bir sigorta şirketi tarafından yaptırılması zorunluluğu yoktur. Riskli durumlar gerçekleştiği zaman sigorta şirketiniz kredinizin ödenmemiş kalan bütün borcunu dain-i mürtehin’e tazminat ödemesi olarak gerçekleştirir. Dain-i mürtehin’e ödenecek olan tazminat tutarı bazı durumlarda kredi borcunuzdan daha yüksek çıkabilir. Riskin gerçekleştiği anda önceden ödenmemiş veya koruma altına alınması gereken kredi tutarları mevcut ise fazlalıklar meydana gelebilir. Bu tür durumlarda dain-i mürtehin, kendisine sigorta firması tarafından ödenmiş tazminatın fazlalık kısmı ile ilgili hak sahiplerine yani yasal varislere bilgilendirme yapmak ile sorumludur. Mevzu bahis durumda meydana gelen tazminatın dain-i mürtehin’e ait olan kısmının haricindeki tutarlarda yasal varisler için ayrı ayrı pay belirlenmemişse, eşit oranlarda hak sahibi sayılırlar.