- 02.07.2020
- Güncelleme : 30.03.2023
- Yaşam
Trafikte meydana gelebilecek maddi ve bedeni kayıpların karşılanabilmesi için araç sahipleri tarafından trafik sigortasının yaptırılması zorunludur. Bu bağlamda trafik sigortasının her yıl yenilenmesi gerekir. Hal böyleyken zorunlu trafik sigortası, sigortacılık sektörü için de önemli bir gelir kaynağıdır.
Peki son yıllarda teknolojinin hayat kattığı yeniliklerden biri olan sürücüsüz araçlar, sigortacılık sektörünü olumsuz yönde etkiler mi? Endüstri alanında 4.0 teknolojisinin payı artarken bu teknolojiye bağlı olarak sürücüsüz araçlar, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de ezberleri bozacak gibi görünüyor. Araçlardaki oto pilot sistemi, otomobile dışarıdan manuel bir müdahale yapmadan belirlenen rotada ilerleyebiliyor.
Bu araçların da zaman içerisinde trafikteki payının giderek artacağı öngörülürken araçların sigortacılık sektörüne olumlu olumsuz etkileri olabileceği de ifade ediliyor. Yakın vadede trafikte oluşabilecek kazaların önlenebilmesinin yanı sıra sigortacılık sektörü bu dönüşüme uyum sağlayamazsa finansal açıdan zorlu bir sürece girebileceği düşünülüyor.
Gelişmiş özelliklere sahip ve dünyada büyük bir değişime, büyük bir dönüşüme öncü olan sürücüsüz araçlara Türkiye'den da oldukça yoğun bir ilgi var. 2019 yılının Temmuz ayı itibari ile ülkemizde yapılan mühendislik adımları sayesinde 2020 sürücüsüz araçların test sürüşleri gerçekleştiriliyor. Devrim niteliği taşıyan sürücüsüz araçlar, ulaşımın medeniyet için temel taşlardan biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Türkiye'de de araçlar hem sosyolojik açıdan hem de ekonomik açıdan toplumsal bir devrimin temelini hazırlıyor. Fakat, ülkenin alt yapı bakımından büyük bir dönüşüme hazırlanması gerekiyor. Çünkü trafik, yol ve yük koşullarını dikkate alınarak yapılan test sürüşlerinde araçların ciddi bir yakıt tasarrufu yaptığı görülüyor. Yol şartlarının iyileştirilmesinin yanı sıra Türkiye'de sürücüsüz araçlar trafiğe çıkmadan önce hukuki açıdan gerekli düzenlemelerin de yapılması gerekiyor.
2030 yılında hayatımıza tam anlamı ile girmesi beklenen sürücüsüz araçların sigortacılık sektörüne etkileri halen tartışılmaya devam ediliyor. Dünya genelinde tanınan denetim şirketlerinden biri olan EY, hazırladığı raporda sigortacılık sektörünün yeni teknolojiden nasıl etkileneceğini açıklıyor. Öncelikle sürücüsüz otomobil üreten şirketlerin kullanıcılara güven inşa etmesi gerektiğini ifade eden rapora göre uzun vadede sigorta primlerinin düşeceğini öngörüyor. Sürücüsüz araçlarda sigorta primlerinin yanı sıra araçların sigorta süresinin de uzaması mümkün. Elbette ki tüm bu gelişmeler, 700 milyar dolarlık sigortacılık sektörünün pazar payının düşmesine zemin hazırlıyor. Tahminler gerçekleşirse sigortacılık sektöründe %71 oranında bir daralma söz konusu ortaya çıkıyor. Ayrıca sürücüsüz araçlar için yapılacak olan sigortanın kapsamının da değiştirilmesi gerekiyor. "Sigorta kapsamına neler dahil edilecek? Kaza anında kim sorumlu olacak?" gibi pek çok soru sektörde cevap bekliyor.
Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde pek çok ülke sürücüsüz araç teknolojisine geçiş için gerekli alt yapı çalışmalarını hızlandırıyor. Sürücüsüz araç istatistiklerine göre Amerika Birleşik Devletlerinde 2035 yılında yaklaşık 23 milyon aracın trafikte olması planlanıyor. Bu rakam ABD'de trafikte bulunan araçların %10'una denk geliyor. Avrupa genelinde ise yine 2035 yılı itibari ile trafikteki araçların %25'inin sürücüsüz otomobillerden oluşacağı öngörülüyor. Ford ve Volkswagen gibi otomobil sektöründe köklü firmaların yanı sıra Tesla ve Uber gibi yeni nesil şirketlerin de sürücüsüz araç pazarında öne çıktığı görülüyor.
En Çok Okunanlar