- 02.06.2023
- Güncelleme : 31.07.2023
- Yaşam
Bugün insanlık, doğal kaynakların büyük bir bölümüne bağlı olarak yaşar. Çevreden büyük ölçüde kaynağa ihtiyaç duyan insanlık, bu esnada büyük bir tüketim de gerçekleştirir. İşte bu durum, bugün ekolojik ayak izi kavramını doğurur. Ekolojik ayak izi, belli bir kişi veya grubun, çevreden ne kadar kaynak harcadığını gösteren bir ölçüdür. Ekolojik ayak izi sayesinde insanların kendilerine sunulan doğal çevre üzerinde ne kadar baskı uyguladığı öngörülebilir. Tüm doğal kaynakları içermesi yönüyle oldukça önemli bir kavram olan ekolojik ayak izinin hesaplanması için çeşitli yöntemler kullanılır. Aynı zamanda azaltılması için de birçok öneri sunulur.
Ekolojik ayak izi, kişiler tarafından doğal kaynakların ne ölçüde kullanıldığını gösterir. Bu kavram, insanlığın çevre üzerindeki etkisini en somut şekilde görmeye yardımcı olur. Bu etkiyi gösteren yaygın bir ölçüt haline gelen ekolojik ayak izi, tüm doğal kaynakları içermesi yönüyle oldukça geniş bir kapsama sahiptir.
Doğanın arz ve talebini gösteren bir tür muhasebe ölçüsü de olduğundan ekolojik ayak izi sayesinde tüm üretken unsurlar görülebilir. Ekolojik ayak izi ile birlikte insanların harcadığı doğal kaynaklar arasında şunların takibi yapılabilir:
Ekolojik ayak izi, kişisel düzeyde veya toplumsal olarak ne kadar tüketim yapıldığını göstermeye yardımcı olur. Aynı zamanda kurum ve kuruluşların, üretimlerini ne kadar sürdürülebilir bir biçimde yaptığı da ekolojik ayak izi sayesinde görülebilir. Mal ve hizmetlere olan talebin ve tüketimin ekosistemlerin yenilenme hızını aşması, çevreye zarar olarak kabul edilir. Bu nedenle sürdürülebilir adımlar atmak son derece önemlidir.
Ekolojik ayak izi, tüm gezegen için hesaplanabileceği gibi ülkeler, şehirler, işletmeler ve bireyler gibi daha dar kapsamlı şekilde de hesaplanabilir. Ekolojik ayak izini hesaplamak için mevcut toplam biyolojik kapasitenin bilinmesi gerekir. Herhangi bir kara veya deniz alanı, ormanlar, balıkçılık alanları, ekin alanları buna dahildir. Kişisel düzeyde hesaplanan ekolojik ayak izi, tüketim miktarının ve ürünlerin ne derece sürdürülebilir üretildiğinin bir göstergesidir. Bu hesaplama sayesinde kuruluş ve ulusların, daha verimli hareket etmesi sağlanabilir.
Mevcut üretken alan, her bireyin kapasitesi, üretkenlik ve alanı kapsayan insan sayısına göre ekolojik ayak izi hesaplama işlemi yapılır. Çıkan sonuç, hizmet edecek biyolojik kapasiteden büyükse, ilgili bölgede ekolojik açık riski bulunur. Yani, mal ve hizmetlere olan talebin, ekosistemlerin yenilenme hızını aşması durumu ile karşı karşıya kalınır. Böyle bir durumda geleceğe yönelik adımların atılması gerekir. Ulusal ölçekte bir ekolojik ayak izi hesaplama için şu işlemler yapılır:
Bu formülde, tüketim malların kullanım ölçüsüdür. Üretim alanı ise üretken biyolojik alanı kapsar. Nüfus, tüketim mallarını kullanan kişi sayısıdır ve sonuçta ekolojik ayak izi, Ha, yani hektar, cinsinden bulunur.
Bu hesaplamanın yanı sıra uzmanlar, ekolojik ayak izini birçok farklı yolla hesaplayabilir. Global Footprint Network’ün 2014 yılında yaptığı bir araştırma, insanlığın toplam ekolojik ayak izini 1.7 Dünya değerinde bulmuştur. Bunun ifadesi, insanlığın tüketim hızının, Dünya’nın kendini yenileme hızından 1.7 kat daha hızlı olduğudur.
Üretim ve tüketim alışkanlıklarını iyileştirmek, ekolojik ayak izi hızının azalmasına yardımcı olur. Doğanın korunması için atılacak her adım, ekolojik ayak izinin azaltılmasında büyük öneme sahiptir. Ekolojik ayak izini azaltmak için atılabilecek adımlardan bazıları ise şunlar:
Bunlar gibi büyük küçük atılacak her adım, ekolojik ayak izini azaltmaya yardımcı olur. Böylece Dünya, kendisini yenileyerek gelecekteki insanlık için de yaşanabilir olmaya devam eder.
En Çok Okunanlar